AH BU ŞARKILARIN GÖZÜ KÖR OLSUN

Sevgili Ahu beni fi tarihinde mimlediydi ama ben mim cevaplama özürlüyüm , kadıncağız nerden bilsin beni...Ama valla billa bu kez masumum tam da o sıra google bana işaret parmağını gösterip, sen cezalısın bekle tek ayak üstünde dediydi...
Konu hatırası olan şarkılardı diye hatırlıyorum.. Değilsede farketmez benim deli dolu ruhum böyle olsun istedi.

Şimdi çeyrek yüzyıldır evliyim ama halen eşimle bir şarkımız yok, çünkü mevzubahis şarkılarsa çapkın bir ruhum var, sevmeyegöreyim hepsi benimdir.Ne yapayım açık tutsaydınız gözünüzü, kaptırmasaydınız bana... O yüzdendir ki pek çok şarkının hatırası var, şarkıda anlatılanı yaşamasam bile o duyguya hemen giriveririm.
Dara düşsem, içim kararsa dokuz Himalaya rahibi gelse öğretileri ferahlatmaz beni. Ama Aşık Daimi'nin Bu da Gelir Bu da Geçer Ağlama türküsü ferahlatır içimi...Ne de Olsa Kışın Sonu Bahardır...değil mi?

Hastane Önünde İncir Ağacı'nı her dinlediğimde ağlarım. Onun için yazılmamıştır ama Ata'ya aşık Fikriye'nin aşkı ve verem tedavisi için gurbete gidişi aklıma gelir, içim sızlar.

Zülfü Livaneli Yiğidim Aslanım Burda Yatıyor'u söylerken ,bir Ankara konserinde binlerce kişinin aynı anda tembihlenmişcesine Anıtkabir'e dönüp haykırışını hatırlar coşarım.

Çav Bella (bella ciao)'yı dinlerken hiç partizanca düşünmem, Kurtuluş Savaşı'mızda dağa çıkan kadın kuvvacıları düşünerek dinler, haykırırım, onların yerine koymaya çalışırım kendimi...

Ezginin Günlüğü'nün bir kantosunda;
Ateşe baca lazım
Kitaba hoca lazım
Bana bir koca lazım
O da bu gece lazım
diye başlayan nakarat bölümü vardır. Vayy be ne çapkın hemcinslerim varmış der , iki oynar güler geçerim, içim şenlenir.
Bu mim hepinizindir arkadaşlar:)